| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | all time high i. | en yüksek seviye | ||
|
The number of jobless is at an all time high. İşsiz sayısı tüm zamanların en yüksek seviyesinde. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | all time high i. | fiyatların veya ekonomik faaliyetlerin en yüksek olduğu dönem | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | all-time high i. | tüm zamanların en yükseği |
| Genel | reach an all-time high f. | tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmak |
| Genel | be at all-time high f. | tüm zamanların en yüksek seviyesinde seyretmek |
| Genel | reach all-time high f. | tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmak |
| Colloquial | ||
| Konuşma Dili | all-time high (low) s. | tüm zamanların en yükseği/düşüğü |
| Konuşma Dili | all-time high (low) s. | rekor seviye/en düşük seviye |
| Konuşma Dili | all-time high (low) s. | tüm zamanların en yükseği/düşüğü |
| Konuşma Dili | all-time high (low) s. | rekor seviye/en düşük seviye |
| Trade/Economic | ||
| Ticaret/Ekonomi | all-time high s. | iktisadi faaliyetlerin en canlı olduğu zaman |
